Yaklaşık iki aydır süren ve son günlerde şiddeti oldukça artan olaylar, toplumda infiale neden oldu.
İnsanlarda bir öfke seli… Bu öfke ile birlikte bina ve dükkânların yakılıp yıkılmasını, kabul etmek mümkün değildir.
Dağlıca ’da 16 asker, ardından Iğdır’da 13 polis memuru bombalı eylemlerde hayatını kaybetti.
Hemen her gün en az iki-üç şehit haberi gelmektedir. Dağda, ovada ölen PKK’ların sayısının ise ne kadar olduğunu bilemiyoruz.
Bu kadar ölümler ancak Savaş ortamında olabilir…
Gün geçtikçe, ülke kaos ortamına sürüklenmekte; sağduyu ne zaman hâkim olacak diye halk tedirginlik içinde beklemektedir.
Bu çatışmalar, mayınlar, bombalar… Artık şehirlerde, kasabalarda, beldelerde yaşanıyor…
Giderek artan şiddetle birlikte tedirginlik had safhaya ulaştı; halk artık bu kaotik ortamdan ne zaman çıkılacak ve bu çatışmalı süreç ne zaman son bulacak, diye sormaktadır.
Çünkü her ölüm, her şehit haberi, öfkeyi ve çatışmayı artırmakta, toplumsal travmayı derinleştirmektedir.
Halkın, bütün bu olayların son bulması için, “Arabulucu olacak mı?” bununla birlikte “Taraflar gerekli adımları atacak mı?”, beklentileri/umutları vardı.
Ancak gün geçtikçe bu umut tükenmekte ve sabır taşmaktadır.
Artık bu çatışmalı ortamı kim başlattı, kim haklı, kim haksız gibi söylemlerin hiç kıymeti harbiye’ si yok; halk nezdinde…
Eğer siyaset, çözüm üretme sanatıysa ki öyledir. Krizi çözmek için gerekli adımlar siyaset yoluyla atılmalıdır.
Siyaset, kritik anlarda sorunlara, toplumsal patlamaların önünü alacak, dengeyi ve düzeni bozacak durumlara engel olacak bir şekilde, diyalog kurarak, risk alarak çözüm bulmaktır.
Silah kullanmanın, gerekçesi ne olursa olsun, ister çözüm sürecine yeni bir şekil vermek, ister had bildirerek elini güçlendirmek, ister alana hâkim olmak; sonuç vermesi mümkün olmadığı gibi; şiddet yolu, ülkeyi tehlikeli, gelişmeleri kontrolü zor bir noktaya sürüklüyor.
İki taraf için de kazanılması mümkün olmayan bu savaşı bitirmek için, arayışa girip bir yol bulmak adına önümüzdeki tek seçenek, siyaset olmalıdır.
Onun içindir ki silahlar susmalı, mutlaka çatışmasızlık haline dönülmelidir. Birlik, beraberlikten yana tavır alınmalı çatışmacı dilden uzak, barış dili kullanılmalıdır.
Medyadan, kanaat önderlerine, siyasi iktidardan muhalefet partilerine kadar, siyasetin önünü açarak buzdolabında bulunan çözüm sürecini çıkarmak için diyalog ortamı oluşturulmalı…
Bu sorun diyalog ile demokrasi ve kardeşlik hukuku çerçevesinde çözülmelidir.
Bunun için hep beraber;
İnadına barış…
İnadına kardeşlik…
İnadına demokrasi… diyebilmeliyiz /demeliyiz.
Allaha emanet olun…
Burhan İSEN
21.Dönem Batman Milletvekili