Zamanla her şey unutulur derler. Dertler, kederler, olaylar ve sevdalar…
Acaba bu gerçek bir unutma mı?
Yoksa aslında unutmuyoruz da… Alışıyormuyuz bu durumlara? Unutmaya çalıştığımız şeyleri, sıradanlaştırıp belki de önemsizleştirip, Alışarak unuttuğumuzu mu zannediyoruz?
Ne dersiniz?
Unutmanın mümkün olduğunu sanmıyorum. Kabulleniyoruz… Sadece alışıyor, duyarsızlaşıyoruz…
Hani bir parfümü ilk sıkışınızda o kokuyu duyar bir saat sonra hissetmezsiniz ya…
Başımızdan geçenler de aynen öyle.
İlk zamanlar akıldan çıkmıyor sonra üstümüze yapışmış olsa bile, her yere taşısak dahi duyumsamıyoruz… Alışmak böyle bir şey olsa gerek…Bireylerin, toplumların; anlayışlarını, algılarını, alışkanlıklarını ve duyarlılıklarını etkilemenin, değiştirmenin birçok yolu vardır.
Bu yollardan biri de yazılı, görsel ve sosyal medyadır.
Günümüzde hem süregelen olaylar ve hem de bu olayları medyanın bilinçsizce (belki de bir plan çerçevesinde) yansıtması… Kutuplaşma oluşturması,
Sosyal medya yoluyla yapılan, yalan yanlış bilgi kirliliği ile toplumu yönlendirerek tedirginlik ve korku imparatorluğu yaratılması, duyguların ve algıların aşınmasına toplumsal duyarlılığın gün geçtikçe daha da zedelenmesine yol açabilmektedir.
Ankara saldırısının yapıldığı gecede Survivor programının reyting rekoru kırdığı göz önünde bulundurulduğunda, toplumun olaylara karşı nasıl duyarsız kaldığının bir göstergesi olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bir toplumun duyarsızlaşması, olağandışı gördüğü olayları artık kabullenmiş olduğunun ve bu olayları sıradan olarak görmeye başlamasıdır.
Türkiye’de yaşanan bu süreci, daha iyi anlayabilmemiz için çevremizdeki Irak ve Suriye’de yaşananlara bakmamız yeterlidir.
Neredeyse her gün adı geçen bu ülkelerde yaşanan çatışmalar, bombalı saldırılar ve iç savaş neticesinde insanların hayatını kaybettiği haberleri sıradan ve arka sıralarda okunan mutad haberler haline gelmiştir.
Türkiye önce çevresinde bulunan bu ülkelerde olayları ve savaş neticesinde hayatını kaybeden onlarca insan haberlerini kanıksamıştır.
Şimdi aynı sürecin Türkiye’de de yaşanmaya başladığını görebiliyoruz.
Toplum olarak, daha önce büyük tepkiler verdiğimiz olaylara karşı bir süre sonra sessiz kalmamız, duygularımızın eskisi kadar harekete geçmemesi alışma değil duyarsızlaşmadır.
Öyle ki; ateş kendi evine düşmeden acıyı sahiplenmeyen bir toplum haline gelinebileceği kanısı, giderek yaygınlaştığı da düşünülmektedir.
Bu bağlamda;
Artık sedaca ateş düştüğü yeri yakar mantığı ile değil, herkesi yakabileceği… Bugün sana… Yarın hepimize mantığı ile yaklaşılıp, ülkece tepki gösterilirse…
Ancak;
Yaşanan olaylara karşı kanıksanma olmayacak… Irak ve Suriye’deki yaşanan olaylarla benzeşmeyecektir.
Özetle;
Toplum olarak; çatışmalara, bombalara, ölümlere, alışmayarak… Âmâsız, fakatsız, ancaksız… Hiç bir parti ve sosyolojik grup gözetmeksizin birlik-beraberlik içinde top yekûn karşı çıkılıp, Mantığımızla hareket edersek… Sıradanlaşmayacağı, normalleşmeyeceğini düşünüyorum.
Allah’a emanet olunuz.
Burhan İSEN
21.Dönem Batman Milletvekili. Yazar, İşadamı