Hemen hemen her iş adamı, her siyasetçi, her vatandaş… Yapmak istediği işlerin (projelerin) Bürokratlartarafından engellendiğini veya geciktirildiğini söyler; şikâyetçi olurlar…
Başka ülkelerde de bürokratlar belli ölçülerde siyasetçilere ve vatandaşa direnir; kendilerine göre yetkilerini kullanırlar.
Ancak bu durum ülkemizde sistemin tıkanmasına işlerin yavaşlamasına ve bazen de durmasına sebep olacak seviyededir. “Bugün git; yarın gel.” anlayışı terk edilmeden sıkıntıları aşmak da mümkün değil…
Ayrıca teamüllerden, alışkanlıklardan ve akçeli arka plan ilişkilerden beslenen bir güç ve nüfuz dünyası(paralel yapı, cemaatler vb.) olduğunu da unutmamak gerekir.
Bürokrasinin gücüne dayanarak yaptıklarının yanı sıra, bilinçli olarak yapmadıkları işler de görülmektedir.
Ne kadar seçim kazanılırsa kazanılsın… Ne kadar meclis çoğunluğuna sahip olunursa, olunsun;
Ülkeyi iyi yönetebilmek için bürokrasi alanında da güçlü olmak gerekir.
Söz konusu Statükocu direnişi kırmak için… Yeni bir anlayışa ihtiyaç vardır.
Bu da yeni bir model ile mümkün olabilir…
Peki, bunun için neler yapılmalı?
- Bürokrasinin bilgi tekelini kırarak, siyasetçilere ve kamuya yanlış/eksik bilgi aktararak, herkesi istediği gibi yönlendirilmesinin engellenmesi;
- Karar alma süreçlerini şeffaflaştıracak bir mevzuatın geçerli kılınması;
- Hükümet nezdinde alınan kararların sağlıklı bir biçimde uygulanması adına, sadece üst düzey bürokratları (Müsteşar, Müsteşar yardımcısı, Genel Md. vb.) değil, daha alt kademeye kadar inerek yeniden yapılanmaya gidilmesi,
- Kurumlar arası koordinasyonu sağlayacak bir ağın kurulması;
- Merkeziyetçiliğin azaltılması; ihtiyaç duyulan yetkilerin yerele devredilmesi;
- Merkezi idarenin planlama ve kontrol gücünün artırılması;
- Kuvvetler ayrılığının, denge ve denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi;
- Bir de… 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu değiştirerek, özel sektör mantığıyla, performansa dayalı bir sisteme geçilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Böylece, Bürokrat ayak bağı olmaktan çıkıp; daha hızlı, daha aktif, daha şeffaf bir şekilde asli görevi olan, kamu hizmetini yerine getirmiş olacaktır.
Tarihimize baktığımızda, ülkemizde değişim süreçleri her zaman sancılı olmuştur.
Gerekli değişim ve dönüşüm olmadığı sürece;
Başka ülkelerle rekabet edebilme ve daha iyi yaşanabilir bir ülke olma hayalinden vazgeçmemiz anlamına gelecektir.
Dünyada itibar ve ülkemizde yüksek yaşam kalitesi istiyorsak, değişmek zorundayız… Çünkü dünya sürekli değişiyor.
Bu bağlamda;
Bürokrasiden ne kadar şikâyet edersek edelim… Halka hesap veren bürokratlar değil siyasetçilerdir.
Bürokratların yapmış oldukları olumlu veya olumsuz icraatlar siyasetçilerin hanesine yazılmaktadır.
Onun içindir ki, siyasiler bürokratlarını iyi seçmeli, yaptıklarını ve yapmadıklarını incelemeli, denetlemelidirler.
Zira bürokratların yapmış oldukları hataların hesabını zamanı gelince (seçimlerde) vatandaşa vereceklerini bilmelidirler.
Bu vesileyle, yeni yılın ülkemize ve bütün Dünya’ya barış, huzur ve kardeşlik getirmesi dileğiyle.
Allah’a emanet olunuz…
Burhan İSEN
21.Dönem Batman Milletvekili